11 Eylül’de Türkiye’nin her yerinden toplanan aşı karşıtları İstanbul Maltepe’de ortak miting düzenleyecek. Ülkenin her yerinden mitinge otobüsler kalkacak.
Neymiş efendim, “Büyük Uyanış”mış…
Mitingde konuşma yapacak kişiler arasında kimler var, kimler var… Para ve şöhret avcısı komplo teorisyenleri, başarısız sanatçılar, tanınmayan yazarlar, “marjinal” olmaya çalışan vizyonsuzlar ve Hipokrat yeminine ihanet eden doktorlar…
Konuşmacıların adlarını anma gereği duymuyorum. Normal bir toplumda tanınmayacak, yüzlerine bakılmayacak özelliklere sahip bir takım insanlar hepsi. Reklamlarını yapmaya hiç gerek yok.
Bu kişilerin çoğunun ortak bir noktaları var. Tanınmak, daha fazla tanınmak istiyorlar. İçlerinde kuşkusuz pandeminin aslında olmadığını, aşının insanları “köleleştireceğine” gönülden inanan klinik vakalar da vardır. Ancak çoğunluğu para ve şöhret peşinde.
Bunlar, birkaçı hariç, başka yolla para ve şöhret edinememiş olan, kolay yoldan ve insanları kandırarak bunları edinmek isteyen kiniklikleri arşa ermiş insanlar güruhundan fazlası değil.
Normal bir ülkede ne olur? Dünyaya at gözlüğüyle bakan bu güruhun insanların sağlığıyla oynamasına ve kandırmasına mutlaka engel olunur.
Ülkenin her yerinden otobüs kaldırmak ne demek? Bu otobüslere binecek olanlar gerek otobüslerin içerisinde gerek mitingin gerçekleşeceği alanda sosyal mesafeye falan dikkat etmeyecek… Çünkü aralarında milyonların canını almış bu pandeminin gerçek olmadığına inananlar var!
Otobüslere binenlere COVID-19’a yakalanıp yakalanmadıklarını anlamak için PCR testi sonucu sorulmayacak; büyük olasılıkla hepsi de aşısızdır zaten…
Bu onlarca otobüsün sadece birinde bir enfekte varsa Maltepe’ye gidene kadar otobüsün içindekiler tamamen enfekte olacak. Diyelim ki sadece bir otobüsün tamamı enfekte oldu. Bu otobüsten inenler miting alanında nasıl olsa ne maske takacak ne de sosyal mesafeye uyacak.
En iyi ihtimalle sadece bir otobüsten inenler mitinge katılanların %70-80’ine virüs bulaştıracak.
Umarım bu deliliğe dur denir. Çünkü bu virüs herkesi etkiliyor.
C.H.
Bu yazı ilk olarak 8 Eylül 2021 tarihinde Kiryallinen’de yayınlandı.
